Uğur Mumcu’nun Cenazesi

Uğur Mumcu’nun Cenazesi

30 yıl önce 24 Ocak bir Pazar gününe denk gelmişti. Ben de, Hacettepe Üniversitesi’nde Kültürel Antropoloji Bölümü’nde duayen hoca Prof Dr. Bozkurt Güvenç‘in öğrencisi olarak Ankara’da bulunuyordum.

Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü 24 Ocak 1993, bir Pazar günüydü… Ankara‘da Hacettepe’de master programında öğrenciydim, o hiçbir şeyini sevemediğim şehirde geçirdiğim o bir yılın, o tek kışında olmuştu bu acı olay… Bizden sadece üç beş sokak ilerde öldürülmüştü, TV’de duyduğum an, hemen olayın yaşandığı sokağa gitmeyi düşünmüş ama vazgeçmiştim, sonra sokakta insanların nasıl delilleri oraya buraya saçaladığını duyacak, okuyacaktık… O kadar derin bir üzüntü içindeydik ki, 27 Ocak‘ta yapılan cenazesine katıldık. Soğuk, yağışlı, puslu bir gündü, kilometrelerce yürüyen yüz binlerce kişiydik… Maltepe Cami‘nde namazı kılındı, Cebeci Asri Mezarlığı‘nda defnedildi… Mezarlığa kadar yürüdü halk, yürüyüşün bir ucu mezarlıktayken, diğer ucu Sıhhiye‘deydi… Cenazede, yüz binler Ankara sokaklarında, buz gibi havaya ve gün boyu yağan yağmura rağmen Uğur Mumcu‘yu ölümsüzlüğe uğurlamıştık…

Yürüyüş boyunca “Uğurlar ölmez” sloganı yanı sıra, şeriat karşıtı sloganlarla birlikle, “Ankara’nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak, uyan uyan Gazi Kemal, şu feleğin işine bak” türküsü ve Zülfü Livaneli şarkıları hep bir ağızdan marş gibi söyleniyordu ve eşlik eden bazı arabalardaki ses yükselticileriyle de çalınıyordu gibi kalmış aklımda…

24 Ocak 1993 tarihli Cumhuriyet Gazetesi: “Sürekli tehdit altında yaşayan Uğur Mumcu, eşi ve çocuklarını korumak amacıyla her zaman otomobiline önceden binerdi. Eşiyle birlikte hasta ziyareti için saat 13.15’te evinden çıkan Uğur Mumcu kontağı çevirdiği an tahrip gücü yüksek bir bombanın patlamasıyla paramparça oldu. Sonunda korkulan olmuş, Uğur Mumcu 42 yaşında susturulmuştu.”

Öğrenciliğimi İstanbul Üniversitesi’nin Laleli, Beyazıt Kampüsü’nde geçirmiş birisi olarak sıradan gösterilere gözlerimiz aşinaydı, hem sağcı, hem solcu öğrencilerin her bahaneyle yaptıkları pek çok gösteri görmüştüm… Beyazıt Camisi de hemen yanımızda olduğu için, dincilerin yaptıkları meşhur Cuma gösterilerine de 4 yıl boyunca defalarca şahit olmuştum… Ama bu cenaze töreni, benim o güne dek gördüğüm en büyük, en kalabalık kitlesel hareketti… Kemalistlerin ve solcuların katıldığı geniş yelpazede bir katılımın olduğu bir gösteriye dönüşmüştü, ta ki Cumhuriyet Mitingleri ve Gezi olaylarına kadar da sanıyorum bu kitlesellikte şeriat karşıtı, laiklik taraftarı bir hareket bir daha da olmadı Türkiye’de.

OKU:  Yatılı Okul Psikolojisi

Uğur Mumcu’nun 27 Ocak 1993’deki Cenaze Törenini TRT Haber böyle vermişti.

O gün o cenazede, o kalabalıktaki herkesin endişeleri daha da derinleşmiş olarak kendini muhafaza ediyor ne yazık ki.. Uğur Mumcu’yu saygı ve sevgiyle anıyor, bir gün bu toprakların, çevresine de yayılacak şekilde aydınlıkları görmesini diliyorum.

Uğur Mumcu’nun bomba ile parçalanan aracı şimdi Eskişehir’de bir parkta sergilenmektedir.

Nil Taşkın