Ah O Duyarlı ve Yaralı Ruhlar ve Onları Yaralayanlar…

Ah O Duyarlı ve Yaralı Ruhlar ve Onları Yaralayanlar…

Image: Pixabay/@StockSnap. CCO

Son senelerde bir değil, iki değil.. çok iyi eğitimli ailelerin, iyi eğitimli çocuklarıyla ilgili üzücü haberler okuyoruz…

Aileler kadar, arkadaşların da etkisi büyük insanlar üzerinde, o nedenle üzerinize düşeni yapın. İnsanları sıkıştırmayın, yormayın, abuk sorularınızla ve beklentilerinizle ruhlarının ayarını bozmayın! Bazılarınız da kötü insan olmaktan vazgeçseniz, biraz empati öğrenseniz ve yapabilseniz keşke…

Sevgilileri ve eşleri hiç saymıyorum bile, onlar kurtarılamayacak kayıp vaka! Tek söyleyeceğim aşk ve sevgi beklentisi içinde olmayın, çıkarları olmadan kimse kimseyi sevmez. Aşk genelde çıkara bir kılıftır sadece.

Gerçek aşk, sevgi, hayat arkadaşlığı, çıkarsızca birbirine destek olan çiftler istisnai denecek kadar azınlıktır. Olayların kadın tarafında genelde bunun eksikliğinde bir sıkıntı durumu görüyoruz çünkü. Güven duyacağı, hayat boyu destek bulacağı bir sevgi eksikliğinde. Oysa günümüzde erkekler kendilerine destek olacak kadın arayışında! Dolayısıyla da samimi duyguların olmadığı yerde hesaplar çatışıyor ve duygusal olan taraf üzülüyor. Genelde de sadece toplum dayatmalarının, ezberlenmiş kuralların sonucu evlenip çocuk yapmadan tamamlanmış hissetmiyorlar. Neden evlenip çocuk istediklerinin bilincinde de değiller çoğu zaman.

Erkek vakalarda ise, daha çok hedeflenen “başarı”ya ulaşılamadığında rastlanılan durumlar kadar, bir de hiç bir nedene dayanmayan, anlamı olmayan, amaçsız, nedensiz kötülükler görüyoruz…

Seveceği bir işle meşgul olup, bu işten geçimini sağlayacak kadar para kazanıp yaşamak bir insan için yeterli mutluluk nedenidir, öyle olmalıdır. Herkes CEO olacak diye kaide yok, herkes parmakla gösterilecek çok kazanan startup girişimcisi olamaz, bazılarının da serserilik vardır karakterinde; Ne şahane serseriler gelip geçti bu dünyadan bir düşünün… Sonuçta gidilecek yer belli, dünyada geçirdiği zamandan memnunsa kişi, olay biter. Ama çevresinden aksi yönde baskı görüyorsa, bu istenmeyen sonuçlar doğurabilir kişinin ruhi dünyasında.

OKU:  Yukio Mishima, Bahar Karları & Bilinç Akışı

Çocuklarınızı kız veya erkek, hayatta tek başına ayakta duracak ve bundan mutlu olacak şekilde yetiştirin.

Son senelerde farklı bir sosyo-ekonomik kesimin orta-üst, nam-ı diğer Beyaz Türklerin, bu tür haberlerinde artış oldu maalesef. Benzer eğitim ve aile geçmişlerine sahip olsak da hepimiz farklıyız. Herkes güçlü, hırslı, savaşçı ruha sahip değil.

İnsanların farklı kişilik ve karakter yapılarında olduğunu, bazılarının daha naif, duyarlı ve kırılgan olduğunu aklınızda bulundurun. Çıkarlarınız için insanları üzüp durmayın! Yetişkin ama ruhu yaralı insanla uğraşmak çok zor, insanları yaralamayın

Basit şeylerle mutlu olmayı bilin; En büyük başarı, en pahalı bilmem ne peşinde olmayın. Ne para ne başarı mutluluk için yeterli kriterlerdir. Arkadaşlarınıza da bunun baskısını ve gösterişini yapmayın!

Bazı durumlarda kişileri hasta edecek kadar çevreleri kötü davranmış olabiliyor, bir birikimin ve yaşanan travmatik olayların sonucu olabiliyor. Sadece bir arkadaş ise uzak durabilirsiniz elbette bu yorucu durumdan, ama bir aile ferdi ise uzak durmak söz konusu olamaz. Hasta bir insanı kaderiyle baş başa bırakmış olursunuz ki, hiç bir vicdana sığmaz, yaşamınızı değersiz ve amaçsız kılar. En yakınımızdakilere dahi yardım elimizi uzatmıyorsak ne için varız, ve ne için yaşıyoruz?

Gittikçe çöken bir toplum olduk, hepinizin payı ve doğrudan suçu var bunda!

Nil Taşkın


Şebnem Ferah‘ın iyi bir müzisyen olduğunu biliyorum ama ben dinleyicisi değilim. Bu eski şarkısına tesadüfen rast geldim geçenlerde YouTube’da, çarpıcı sözleri var.

Yalnız

Kim bilir neler neler geçti başından
Kimse böyle yalnız olamaz
Anlat birer birer tut ellerimden
Kimse böyle küskün olamaz