Aşk, Dehadan Çok Daha Nadir…
“Aşk, dehadan çok daha nadir. Bunun için binbir ihtimal bir araya gelecek. Arzda hayatın başlaması gibi bir şey. Ben görmeyeceğim, sen yaşamamış olacaksın. Ve bütün muhitimiz bakar kör olacak. Ne seni farkedecekler, ne beni. Ben kimseye benzemeyenim. Sen kimseye benzemeyensin.”
Cemil Meriç
* * *
Ünlü Türk düşünürlerden Cemil Meriç’in kızı Ümit Meriç, üniversite’de Sosyoloji hocamdı. Kendisine elbette sevgi, saygı duyardım. Çok etkileyici davudi bir ses tonu vardı ve oldukça uzun boyu ile de dikkat çekerdi. Ayrıca Ataköy’de komşumuz sayılırdı, 9. Kısımda otururdu o zaman, o nedenle sık sık Atrium’da karşılaşırdık… Mezuniyetten sonraki yıllarda, türbana girdiğini de yine Atrium’da görmüştüm, her zaman giydiği mink kürkünün üstüne başını bağlamıştı bir rastladığımda…
Babasının kimliğini bildiğim için, hep bu ön bilgi ile yaklaştım kendisine doğal olarak. Max Weber’i ondan öğrendik ama Weberci olduğunu sonradan bir röportajında okumuştum mesela. İslamcılıklarından ötürü de badem bıyıklara ayrıca ilgi gösterirdi, sosyoloji kürsüsünde bazı hocalarının odaları hep bu badem bıyıklarla dolu olurdu, kabul etmesi zor bir şekilde… o nedenle de nahoş bir duygum da vardı kendisine elbette ve hiç haz etmezdim bu durumdan.
Türkiye’nin en eski üniversitesinin, en entellektüel eğitim vermesi gerektiğini düşündüğüm fakültesinde, ben 68 kuşağı Fransası gibi tartışmalar ve ortam hayal ederken, bunların varlığı beni her daim rahatsız etmişti… Babası Cemil Meriç Marxist ve İslamcıdır malum. Özellikle o zamanlar bir islamcıyı okumaya tahammülüm olamazdı, yine de yok, okunması gereken onca güzel fikir dururken, kendini aşmakta zorlanıp korkularının esiri olmuş insanları okumak bana zul.. düşünsel, felsefesi yönünün değil ama aşk üzerine yazdıklarının ve mektuplarının bir edebi dili ve değeri var gibi görünüyor yine de…
Nil Taşkın