Nil Taşkın

Ölümü Kolay Kabullenip İsyan Etmeyenler

Posted at 26 Dec 2016 5:02 PMh in Görüş by Admin

Image: Pexels/@Mike. CCO

Hayatı boyu iki satır felsefe okumamış, sosyoloji kelimesinin anlamını bile bilmiyor, psikolojinin p’sinden habersiz.. Hayat ve dünyadaki varlığı üzerine bir kez olsun düşünmemiş… sadece paraya, daha lüks bir araba ve daha büyük bir eve sahip olmayı istemiş, bir de görgüsü oranında gösteriş yapabilecek bir kaç unsur daha eklerse hayatına, dünyada ondan mutlusunun olamayacağını düşünen insan sürüleri hakim dünyaya…

Duygu öğrenilen bir beyin faaliyeti. Tıpkı pek çok diğer faaliyet gibi çocukluktan itibaren öğreniliyor. Eğer çevrenizde sizinle ilgilenecek kapasite sahibi biri varsa ancak mümkün. Aksi halde odun kıvamında insanlar yetişiyor. Kendi anne babasının ölümüne en ufak üzülmeyen insanlar görüyorum şaşırarak. Çok kolay bir kabulleniş ve ‘allahım sana isyan etmiyorum’ bakış açısını geçemeyen bir dünya görüşü hakim pek çok insana… Neyse ki insanlık tarihi isyankarlarla dolu… aksi olsaydı, bugün insanoğlu ortalama 20’li yaşlarında hayata veda ediyor olurdu.

Çok da uzun olmayan bir süre önce ortalama insan ömrü öyleydi. Yanlış bir inanışla ‘ah ah eskiden köylerde doğal ortamda, sağlıklı ve çok uzun yaşıyorduk’ külliyen yanlış bir inanış. Doğal ortamda yaşıyorduk, hava ve su temizdi, gıdalar organikti ama pek çok başka dış etmen ve insan vücudunu yeterince tanıyıp, teşhis ve tedavi yapamadığımız için.. bir de vahşi hayvan saldırıları falan derken çok erken yaşta gidiyorduk bu dünyadan.

Diğeri ise dünyayı tek algılama biçimi ‘din’ olanlar. Bu grubun da, en ufak konuda algılaması, empati yapması falan hiç mümkün değil, ne insana dair, ne yaşama ve dünyaya dair.

‘Hayatta bir kitabı okumadığınız için adam olamıyorsunuz’cular ve bunun bir de güya Atatürkçü versiyonu olan, ‘hayatta iki kitabı okumadığınız için adam olamıyorsunuz’cular var… bu sözü ilk söyleyeni de anlamamışlar belli ki. Hayatı ancak çok kitap okuyarak anlayabilirsiniz öncelikle ve bu çok kitapların içinde Nutuk da, sorgulayarak okumanız koşuluyla dini kitaplar da olursa daha iyi olur manasında demiştir Yılmaz Özdil diye düşünüyorum. Aksi halde bizzatihi kendisi binlerce kitap okumuş Atatürk‘ü sadece Nutuk okuyarak anlayamazsınız. Sadece Kuran okuyarak ise dünya ve insanlık hakkında hiç bir şey anlayamazsınız.

OKU: Rutin İyidir, Rutin Güzeldir...

Herneyse konumuz duygular ve ölüm olgusuna çok kolay bir kabullenişle yaklaşanlar…

Özellikle şu iki durumda çok kötü bu…

1- Eğer ki en yakınlarınız (hastanede ve bilincinizi kaybettiğiniz anda sizin adınıza yaşam/ölüm kararını verecek olan yasal varisleriniz) ölümü kolay kabul eden insanlarsa yandınız… sizi yaşatmak için ciddi bir çaba harcamayacak, toprağa kolayca teslim edeceklerdir.

2- Doktorundan, hemşiresine medikal sektör çalışanları. ‘Bir yerde ölümü de kabul etmek, çok üstelememek lazım’ diyen doktorlar tanıdım ki çok feci! Bu kafa yapısı kendi çoluk çocuğunu, karısını, kocasını bile kurtarmak için yeterince çabalamayacaktır.

Dediğim gibi neyse ki, tarihte olduğu gibi günümüzde de Mark Zuckerberg, Larry Page gibi, insan ömrünü uzatmak için ciddi yatırımlar yapıp, laboratuarlar kuran, ölüme isyan ve itiraz eden girişimciler var.

Beyin kimyanızda bir sorun yoksa, insan denen canlı ölüme, yokoluşa üzülür. Hele de yakınlarının veya varlığını takdir ettiği insanların ölümlerine. Hem onların yokoluşu adına, hem onlarsız devam edecek kendi yaşamı ve kendi yokoluşunun yaklaşmasının hatırlatılması adına.

Size yeterince duygu aşılamayan anne babanızı suçlayın da demek istemiyorum ama kendinizi geliştirin, daha iyi insan olmak için. Ölüme isyan edenler, yaşatmak için çabalayanlar olacaktır zira.

Bütün bunlar George Michael‘ın ölümü üzerine gelen çağrışımlar. ‘Bir şarkıcının ölümüne neden üzülüyorsunuz’ diyenler ve onun yaşamını sadece partileyerek ve drug kullanarak eğlence ile geçirdiğini düşünecek kadar sığ bir kafa yapısına sahip olanlar.

Hayat ile hepimiz aynı seviyede mücadele etmiyoruz, duygu dünyamızda. Hem şartlarımız ve hem de bu yaşadıklarımıza gösterdiğimiz tepkiler farklı. Bazılarımız hele de duygusal insanlar oldukları için duygusal işlerle uğraşanlar.. müzik yazmak gibi, sinema, edebiyat, bir şeyler tasarlamak gibi. Bu insanlar eğer şansları yaver gitmez de çok yakınlarını, sevdiklerini özellikle genç yalarında kaybederlerse hayata tutunmaları daha zor olabiliyor. Veya sadece o bilinen sona giderken, kendilerini yeterince seven biri yoksa yanlarında veya öyle hissediyorlarsa.

OKU: Allah Ayırmasın Anne ile Kızını...

O sizi hayata bağlayan, üzerinde hiç düşünmeden yaptığınız gündelik faaliyeleriniz ve işleriniz aslında sadece birer oyalanma. Hiç de sizin sandığınız ve atfettiğiniz türden önemli işler değil. Kendinizi helak edecek kadar da duygusal olun demiyorum ama dünyayı ve yaşamı sorgulayacak, başka insanlara empati yapacak, ölüme isyan edecek kadar duygu, herkese lazım diye düşünüyorum.

Ölüme isyan ve itiraz edecek kapasite ve bilinçte sevdikleriniz olmasını dileyin ki sizi yaşatmak için çabalasınlar ve şanslıysanız güçlü olanlar arkaya kalsın ki bunu kaldıramayacak olanlara çok fazla yük bindirmemiş olalım. Arkadaki toparlamayı daha güçlü olan yapsın.

Şimdilik ölüm hepimiz için ‘mutlak son’ ve fakat bununla birlikte beden ve mental sağlığımız yerinde olduğu sürece, uzun yaşamak bir ayrıcalık… Öyle ya da böyle, hastalık, kaza, öldürülme, intihar ve yaşlılığa bağlı nedenler diye sıralayabileceğimiz 5 temel nedenden biri yaşamımıza son verecek. Amaç sağlıklı yaşamı uzatmak. Bu nedenle de ölümlere, özellikle de genç ölümlere hala üzülüyoruz, en azından bazılarımız!

NYU & TED | Selçuk Şirin: İtiraz Et, Hayal Kur, İlerle!